ENGELLİ HAKLARI

ZİHİNSEL ENGELLİLERİN İSTİHDAM SORUNLARI VE KORUMALI İŞYERİ KAVRAMI

"Bu  sunum,Engelliler Konfederasyonu'nun düzenlediği 1. Uluslararası Engellilerin Sosyal Güvenlik Sorunları ve Çözüm Önerileri Kongresinde, Zihinsel Engelliler Federasyonu Başkanı Ömer KOÇ tarafından hazırlanarak kongrede sunumu yapılmıştır."
 
       Ülkemizde, %12’ler civarında olan işsizlik sorunu engelliler  alanında %90 ‘lara ulaşan  düzeydedir.İstihdam konusunda en dezavantajlı engelliler ise zihinsel engelliler ve ağır engellilerdir.Zira,elimizdeki en önemli özürlülük araştırması olan 2002 Özürlüler araştırmasına göre, zihinsel engelli bireylerin % 69,4 her hangi bir eğitim sürecinden geçmemiş engellilerden oluşmaktadır. % 12,1 ise okuryazar ancak herhangi bir okulu bitirmemişlerdir. İlkokulu bitirenlerin oranı % 13, İlköğretimi bitirenlerin oranı % 1,0, Ortaokulu bitirenler % 1,7, Orta ve dengi meslek okul mezunu % 0,1,  dir.
Dikkat edilir ise,zihinsel engellilerin  % 81,5’i  herhangi bir eğitim kurumundan mezun olmamış engellilerden oluşmaktadır. Yine aynı araştırmada % 84 oranındaki zihinsel Engellinin, herhangi bir bakım - rehabilitasyon ve mesleki beceri kursu almadığı anlaşılmaktadır Eğitim sürecinden yoksunluk ise, kendine sunulan haklardan yoksun olma, herhangi bir mesleki formasyondan yoksun olma ,dolayısıyla işgücü piyasasın dışında kalma demektir. Zaten zihinsel engelliler, istihdam bakımından  sıfıra yakın  düzeyindedir.
 
 Her türlü eğitim sürecinin dışında kalan zihinsel engelli bireyler, ailelerine bağımlı bir yaşamı sürmektedirler. Araştırmaya göre ,zihinsel engelli bireylerin % 93,5 ailelerinin veya başka bir kişinin yardımıyla yaşamını sürdürebilmektedir.
Zihinsel engellilerin ve ağır engellilerin de işgücü piyasasında yer alabilmeleri için, ilk defa 2005 yılında çıkartılan 5378 sayılı yasanın 3. maddesinin f fıkrasında  belirtilen ,”Normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan ağır engelliler ve zihinsel engelliler için,mesleki rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla devlet tarafında teknik ve mali yönden desteklendiği ve çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği Korumalı İşyeri “kavramı bir devrim niteliğinde mevzuatımıza girmiştir.Ancak,aynı kanun maddesinin bir sonraki,Korumalı İşyeri Statüsü Başlıklı  g fıkrasında,” teÇalışanlarının yönetmelikle belirlenen oranını engellilerin oluşturduğu veya engellilere yönelik çalışmaları ile korumalı işyerine sağlanan teknik ve mali destek sağlanma şartlarını taşımayı,”hak eden işyerlerine teknik ve mali desteğin verileceği belirtilmiştir.
Alandaki  hak savunuculuğu yapmak üzere faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin görüşlerine baş vurulmadan, yaptığımız  itirazlar göz önüne alınmadan,  Başbakanlık Özürler İdaresi Başkanlığının hazırlayarak 30.05.2006 tarihinde, 26183 sayılı resmi gazetede yayımladığı, işlevsellikten uzak, Korumalı İşyerleri Hakkındaki Yönetmelik,korumalı işyerlerine verilecek mali ve teknik desteğe açıklık getirmediği gibi, istihdam sorununa da çözüm getirmemiştir.
Bu yönetmeliğe göre, Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kurulacak, çalışanlarının sayısının,lisan eğitimi almış,sosyal  çalışmacı,fizyoterapist,psikolog,rehber öğretmen veya psikolojik danışman,özel eğitimci,doktor,sosyolog ve çalışma ekonomisti gibi özelliklere haiz bir işyeri yöneticisi, eğitim alanında lisans eğitimi almış eğitici personel ile, ayrıca teknik,idari ve yardımcı personel ile meslek elemanlarından oluşacak en az 7 personel istihdam etme zorunluluğu yanında, en az 30 personelin istihdam edildiği,bunların 23’ünün engellilerden oluşması gerektiği yönünde hüküm konmuştur.
Büyükşehir olmayan illerde  ise, çalışanlarının sayısının en az 15 olduğu ve bunların 11 adedinin, ağır ve zihinsel engellilerin istihdam edildiği işyerlerine korumalı işyeri ruhsatı verilir denilerek, adeta; bu sayılar kadar engelli, oluşturulacak korumalı işyeri veya atölyelere doldurularak orada korunur  mantığı ile hareket edilmiştir. Bunun yanında, korumalı işyerinde istihdam edilecek idari ve eğitim personeli için öyle ağır koşullar getirilmiştir ki, adeta böyle bir işyeri açmaya kimse heves etmesin imajı yaratılmıştır.
İşlevsel olmayan bu yönetmelikte, korumalı işyeri açacak özel ve tüzel kişilere,devletin ,5378 sayılı yasada vaat ettiği hangi mali ve teknik yardımın yapılacağına hiç değinilmemiştir.Durum böyle olunca,2005 yılında büyük ümitler  ve beklentiler içerisinde çıkan 5378 sayılı yasa ve bu yasaya uygun olarak 30 Haziran 2006 yılında hazırlanan ve 26183 sayılı resmi gazetede yayımlanan Korumalı İşyerleri Hakkındaki Yönetmelik ağır engelli ve zihinsel engellilerin istihdam sorununa hiçbir çözüm getirmemiş ve sadece raflarda yerini alarak kendimizi avutmuş,AB müktesebatına uyumlu bir mevzuatımız olmuş oldu.

Daha hazırlanırken ölü doğduğu geç de olsa anlaşılınca,  soruna çözüm getirecek bir Korumalı İşyeri Yönetmeliği hazırlanması konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahinle defalarca  yapılan görüşmelerdeki ısrarlarımız üzerine Sayın Bakan ”Alandaki Engelli örgütlerinin görüşleri dikkate alınmadan hazırlanan  mevzuatlar, engelli sorunlarının çözümüne katkı sağlamıyor.” doğrultusunda basına demeçler vermiş, bundan sonra mevzuatlar hazırlanırken engelli örgütlerinin görüşlerini esas alacaklarını basın aracılığı ile kamuoyuna deklare etmiştir.  
Sayın Bakanın basına verdiği bu demece rağmen, yeniden işlevsel bir korumalı işyeri yönetmeliği hazırlanması amacıyla oluşturulan taslak yönetmeliğin görüşülerek nihai şeklinin verilmesi amacıyla, ilgili bakanlıkta yapılacak çalış tay için oluşturulan  20 kişilik komisyonda, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu’nu temsilen donanımlı biri olan Elif hanım ile, Engelliler Konfederasyonunu temsilen şahsım katılmışsa da,
Komisyondaki temsil yetersizliğimiz nedeniyle yine görüşlerimize yer verilmeden yönetmeliğe son şekli verilerek,  26 kasım 2013 tarih ve 28833 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve 8 engellinin çalıştırılacağı işyerlerini Korumalı İşyeri olarak tanımlayan, eski yönetmelikle aynı mantaliteyi taşıyan,  yeni Korumalı İşyerleri Yönetmeliği’nin de,zihinsel engelli ve ağır engelli  istihdamına katkı sağlamayacağı kanaatini taşıyoruz.
İnancımıza, Avrupa’daki uygulamalara  ve örgütlerimizin iddiasına göre, bu yönetmeliklerde, işgücü piyasasına kazandırılması zor olan 1 veya 2 ağır veya zihinsel  engelliyi istihdam etmeyi düşünen ,kota sınırında dahi olmayan işverene, devletin vereceği teknik ve mali destekler açıkça belirtilmeli, işverenler için engelli istidamı cazip hale getirmeliydi.


Yani,Korumalı İşyeri kavramında, istihdam yaratan işveren  teknik ve  mali yardımlarla korunmalı,teşvik edilmeli,böylece engelli istihdamı cazip hale getirilmeliydi.
Türk Çalışma Hayatını ayakta tutan, adına KOBİ dediğimiz,Küçük ve Orta Boy İşletmeler’in çoğunluğu, küçük aile şirketlerinden oluşan ve 25-30 işçi istihdam ettikleri için engelli çalıştırma kotası dışında kalan  bu işletmeler, hukuki altyapıyı düzenleyen işlevsel bir korumalı işyeri yönetmeliği olmadığı için ,engelli istihdamına hiçbir katkısı olmamaktadır.
Engelli sorunlarına çözüm getirmek amaçlarıyla faaliyet gösteren derneklerimiz, federasyon ve konfederasyonumuzun inancı, görüşü ve talebi, kotaya tabi olmasa dahi, çalışma hayatında kendisine yer bulması mümkün olmayan, ama; hizmet sektöründe çalışabileceğine yürekten inandığımız, işlevsel mevzuatlar hazırlanamadığı için evlerinde içe kapalı yaşama terk edilmiş bir tek zihinsel engelli çocuğumuz veya ağır bir engelliyi dahi  istihdam etmek isteyecek işverenleri,5378 sayılı yasada vaat edilen mali ve teknik yönden destekleyen mevzuat düzenlemeleri, alandaki STK işbirliği ve ülke ihtiyaçları da göz önüne alınarak bir an önce hazırlanarak uygulanmalıdır
Hazırlanacak bu yönetmelikte; kotaya dahil olmasa da, 1 ağır veya zihinsel engelli  çalıştırmayı düşünen işverene, engellinin işyerine erişimi, işyeri çalışma ortamının engelliye göre dizaynı, istihdam edilecek engelli, işgücü kaybı oranında düşük kapasite çalışacağı için, ücretinin işgücü kaybına denk gelen nispetinin ve sigorta priminin en az yarısının  kamu tarafından karşılanacağı yönetmelikte açıkça belirtilmelidir ki, işveren; ağır ve zihinsel engelliyi istihdam edebilsin, işveren için engelli istihdamı, yapılacak bu devlet desteği ve teşvikle cazip hale gelebilsin.
Yani,ağır veya zihinsel engelliyi istihdam edecek işveren,kanunda tanımı yapıldığı şekilde mali ve teknik yönden desteklensin, korunsun  ki, işverenler için bu istihdam cazip hale gelsin. Böylece; aileleriyle birlikte evlerine ve içlerine kapalı yaşama mahkum edilmiş, toplumdan dışlanmış zihinsel engelliler ve ağır engelliler de, toplumsal yaşama, çalışma yaşamına katılarak ve evlerinden çıkartılarak bu sosyal sorun,sosyal devlet anlayışı ile  çözüme kavuşturulsun.
Engellilerle ilgili mevzuatları hazırlamakla yükümlü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı  (ASPB) yukarda açıkladığımız yöntem yerine, özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işverenlerden 4857 sayılı İş Kanununun 101 inci maddesi uyarınca kesilip Türkiye İş Kurumu bütçesinin Maliye Bakanlığınca açılacak özel tertibine gelir olarak kaydedilen ve engelli fonu olarak tanımladığımız, engellilerin ve eski hükümlülerin Mesleki Eğitim ve Rehabilitasyonu projelerine ve kendi işini kurma gibi projelere hibe desteği veren Türkiye İş Kurumu bünyesindeki bu fonu, Korumalı İşyerleri için kullanmaya açmıştır.
Bu amaçla ASPB, İŞKUR işbirliği ile büyükşehirlerde  az 23 engelli istihdamı ile oluşacak Korumalı İşyerlerinin sermayesinin en az %40’ının işyerini açan,eğitim kurumu,üniversite,kamu kurum ve kuruluşları,dernek ,vakıf,sendika ve meslek örgütleri ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanması koşuluyla, çalıştırılan engellilerin asgari ücret düzeyindeki maaşlarının bir yıllık finansmanı ve özlük hakları için 150.000 TL’ye kadar hibe desteği vermeyi taahhüt etmiş ve bu hibeyi alan kuruluşlar, 4 yıl süre ile çalıştırdıkları engellilerin tüm özlük hakları ve işletmenin üretimi,üretilenlerin pazarlanması ve satışıyla ayakta durmaları önerilmiştir
2013 yılında ilk proje tekliflerinin verildiği bu tür Korumalı İşyerlerinin bir yıllık İŞKUR finansman desteği sona erdikten sonra serbest rekabet ortamında tutunamayacakları ve 4 yıl sure ile çalıştırdığı engellinin asgari ücret düzeyinden maaşları ve SGK primlerini ödeyemeyerek hüsranla sonuçlanacağı yönündedir.
Zaten,Türkiye İş Kurumu yetkililerinden  aldığımız bilgilere göre, İŞ KURUMU’nun ilana çıktığı bu Korumalı İşyeri Proje ilanına, Bursa’dan bir kuruluşun ASPB’nın  maddi desteği ile uyguladığı sadece 1 projenin uygulanmakta olduğu, başka uygulamaların olmadığı , bu finansman ve mali-teknik destekle, bu işin yürümeyeceği ve engelli istihdamına katkı sağlamayacağı anlaşılmıştır.
2011 yılında  ÖSYM’nin ilk defa uyguladığı ÖMSS sınav sorularının hazırlanması çalışmalarına  ÖSYM başkanlığının daveti üzerine zihinsel engelliler federasyonu başkanı olarak bizzat katıldım. Sınav sorularını hazırlayacak, fakat zihinsel engellileri yeteri kadar tanımayan uzmanlarla yaptığımız görüşmelerde “zihinsel engellilerin  okur yazar olanlarının katılabileceği bu sınavda soruların basit, sade, yalın, anlaşılabilir ve kısa cümlelerle sorulması gerektiği, matematik ve mantık sorularından kaçınılması, ayrıca; çoktan seçmeli  yerine, doğru-yanlış olmak üzere iki seçenekli cevap içeren sorular sorulmasının başarı getireceği” tarafımızdan gerekçeleri ile uzmanlarla paylaşıldı. Sınav yapıldığında gördük ki, görüşlerimiz yine dikkate alınmamış, çoktan  seçmeli,komplike sorular yanında, mantık ve matematik sorularını sorulduğu görülmüştür.
Derneğimiz üyelerinin 13 eğitilebilir zihinsel engelli  çocuğu bu sınavlara girmişse de, sorular nedeniyle hiçbirisi kazanamamış, daha doğrusu; zihinsel engelliler için bu sınav fiyasko ile sonuçlanmıştır.
Zihinsel engellilerin bu başarısızlığını gören sınav merkezi hatasını düzelterek ,zihinsel engellilerin aldığı eğitim ve kapasitelerine uygun sorular hazırlamak yerine, bu başarısızlığı telafi etmek için 591 memurluk kadrosu,14 Mart 2013 tarihinde, noter huzurunda yapılan  kura yöntemiyle belirlenmiştir. Bu kura sonucunda, sınavı kazanamamış iki üyemizin zihinsel engelli çocuğu kamuda görevlendirilmişlerdir
Çalışma hayatının dışında kalmış zihinsel engelli sorununu ailesinde  bizzat  yaşayan,kurduğumuz dernek,federasyon ve konfederasyonlar olarak bizler, 5378 sayılı yasanın, özürlülerin  devlet memurluğuna alınmaları konusunda 657 sayılı yasanın 53. maddesini değiştiren 20. maddesine aşağıdaki paragrafın eklenerek, çalışma hayatında hiç yer bulamamış, ama;hizmet sektöründe çalıştırılabilecek  durumda olan,ama ÖSYM’nin bu tavır ve bakış açısı ile açtığı sınavlarda başarılı olma şansı olmayan  zihinsel engellilerin de çalışma hayatına ve sosyal hayatın içerisine çıkmalarının önünü açılmasını istiyoruz.
Yazılı sınavda başarılı olamasalar da,hizmet sektöründe  çalışma becerisi ve kabiliyeti olan zihinsel engelliler, sağlık kurulu raporu ve IQ’leri de dikkate alınarak, yapılacak sözlü sınavla devlet memurluğuna alınırlar.”
Engelli mevzuatlarını düzenlemekle görevli ASPB ile,hem bakan düzeyinde,hem de uzman bürokratlar düzeyinde yaptığımız her görüşmede gündeme getirdiğimiz bu talebimiz de kabul görmediğinden, zihinsel engellilerin kamuda istihdamı, ayrılan sınırlı kontenjan için yapılan kura ile tespitine kalmıştır.
Ülkemizdeki aile yapısı nedeniyle, 2002 özürlüler araştırmasında belirtildiği gibi %93.5’i,ailesinin veya  bir yakınının himayesinde yaşamını devam ettirmek zorunda kalan zihinsel engellilere bir darbe de, 2006 yılında yasalaşarak,16.06.2006 tarih ve 26200 saylı resmi gazetede yayımlanarak  yürürlük kazanan 5510 sayılı  Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile indirilmiştir.
5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanunun 34. Maddesinin b/2 şıkkına eklenen; “Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanlara %25 yetim aylığı bağlanır” denilerek, anne babasını kaybettikten sonra bir başkasının himayesi olmadan hayatını devam ettirme şansı olmayan,%60 işgücü kaybının altındaki zihinsel engellilerin büyük bir çoğunluğu böylece yetim aylığı alma hakkından da mahrum bırakılmıştır. 
 Sonuç olarak önerilerimiz;
1-5378 sayılı yasanın 3. maddesiyle tanımlanan,bir devrim olarak gördüğümüz Korumalı İşyeri Kavramı, yukarıda gerekçeleri ile açıkladığımız  şekilde, bir tek ağır ve zihinsel engelliyi dahi istihdam ederek çalışma hayatına ve sosyal hayata kazandıran işverene,devletin yapacağı mali ve teknik yardımların neler  olduğunun taahhüt edileceği ve açıkça belirtileceği, işverenler için ağır engelli ve zihinsel engelliyi istihdam etmenin cazip bir konuma getirileceği işlevsel bir Korumalı İşyeri Yönetmeliği’ nin bir an önce STK ve Kamu işbirliği ile hazırlanması gerçekleştirilmelidir.
2- Kamuda engelli memur  istihdamı için ÖSYM’nin yapacağı ÖMSS sınavına katılacak zihinsel engellilere, onların seviyelerine ve algılama yeteneklerine uygun kısa, açık, net ve anlaşılır cümlelerle, çoktan seçmeli test yöntemi yerine,doğru -yanlış test yöntemi uygulanarak, zihinsel engellilerin de kamuda memur olarak çalışmalarının önü açılmalıdır.
3- 5378 Sayılı kısaca Özürlüler Kanunu dediğimiz yasanın 20. maddesiyle değiştirilen 657 sayılı devlet memurları kanunun 53. maddesine,;
” zihinsel engelliler, sağlık kurulu raporu ve IQ’leri de dikkate alınarak, yapılacak sözlü sınavla devlet memurluğuna alınırlar.”cümlesi eklenerek, eğitilebilir zihinsel engellilerin yapılacak sözlü sınavlarla devlet memurluğuna girmeleri sağlanmalıdır.
4-12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda kabul edilen ve anayasamızın 10 maddesine, engellilere pozitif ayrımcılık getireceği iddiası ile eklenen “ (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile, malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”Maddesi doğrultusunda, işgücü kayıp oranı %60’ın altında olan ve ömür boyu bir başkasının himayesinde yaşamak zorunda olan ,herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan sabit bir geliri olmayan, yani bir işte çalışmayan zihinsel engellilerin tamamını yetim aylığı almaktan mahrum bırakan 5510 Sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanununun 34-b/2 maddesine eklenecek bir cümle ile,  çalışmayan zihinsel engellilerin tamamı bu kanun maddesiyle kaybettikleri yetim aylığı alabilme hakkına tekrar kavuşturulmalıdır.
 Kongremizin değerli katılımcıları,
 Ailelerimizde birebir yaşadığımız zihinsel engelli çocuklarımızın ve diğer engel gruplarının istihdamı ve sosyal güvenlik sorunlarına, yeni bir bakış açısı getireceğine, kamu yönetiminin dikkate alacağı yeni çözümlere ışık tutacağına inandığımız bu kongreden çıkacak sonuçların, çözüme katkısı olması dilek ve temennilerimle, katkı sunan tüm konuşmacılara ve emeği geçen herkese, şahsım ve temsil ettiğim zihinsel engelli camiası adına teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
 Ömer KOÇ
 Batıkent Zihinsel Engellileri Koruma Derneği Başkanı
 Zihinsel Engelliler Federasyonu Başkanı
 Engelliler Konfederasyonu Genel Sekreteri
Bu  sunum,Engelliler Konfederasyonu'nun düzenlediği 1. Uluslararası Engellilerin Sosyal Güvenlik Sorunları ve Çözüm Önerileri Kongresinde Zihinsel Engelliler Federasyonu Başkanı Ömer KOÇ tarafından hazırlanarak kongrede sunumu yapılmıştır.